İtaat

   Hamd, emirlerinde ve nehiylerinde sadece kulunun menfaatini düşünen, uyulması, itaat edilmesi farz olan zatında ve sıfatlarında kemal sıfatlarla muttasıf olan âlemlerin yegâne maliki Allah’a mahsustur. Salât ve selam da insanlar içerisinden emir sahiplerinin en güzeli, tabi olunacak yegâne insan âlemlerin efendisi Muhammet Mustafa(s.a.v.) Efendimize, aline ve ashabına olsun.

   İtaat lügatte uyma, dinleme, alınan emre göre hareket etme anlamına gelir. İtaat bağlılığın bir ifadesidir. İtaat şartsız olarak tabi olmak, yerine getirmektir.

   İtaat edilmeye şanı en layık olan Allah’tır. Daha sonra onun resulleri gelir. Resullerin içerisinde ise emir sahibi Efendimiz Muhammet Mustafa(s.a.v.) dir. Allah’a ve Resulüne farzdır. Allah(c.c.) ayeti kerimesinde ‘’ Allah’a, Resulüne ve içinizdeki emir sahiplerine itaat ediniz buyurmaktalar. Allah’a ve Resulüne itaat da selamet ve iyilik vardır. Bize düşen Allah’ın emirlerine sımsıkı sarılıp ona itaat etmektir. İtaat Müslüman kimseye yapılır. Gayri Müslim bir kimseye ve nefsine tabi olan kimseye itaat edilmez. İtaat hususunda Ebu Bekir (r.a.) bize ne güzel örnektir. Rasülüllah Efendimiz(s.a.v.) vefatından önce bir gazvede Hz. Üsameyi çok genç olmasına rağmen İslam ordusunun komutanı yaptı. Vefatından sonra Sahabe-i Kiram arasından endişe ve telaş oluyordu. Daha çok genç ve biz ondan daha tecrübeliyiz daha tecrübeli birisi kumandan olsun dediler. Hz. Ebu Bekir Efendimize gelerek bu durumu izah ettiler. Ebu Bekir Efendimizin sadakat ve itaat duygusundan ‘’ Rasülüllahın komutan tayin ettiği bir kimseyi ben nasıl olurda değiştiririm’’ buyurdular. Hz. Üsame komutasındaki İslam ordusu muzaffer olarak savaştan dönerler. İşte itaatin faydaları kazandırdıkları budur. Uhud harbindeki okçular tepesinin emir verilmeden terk edilmesi itaatsizliğin açtığı bir yaradır ki bu yara kaç tane sahabenin şehit edilmesi ve Resulümüzün mübarek dişlerinin şehit edilmesidir. Bu gün başınızdaki emir sahibine itaatiniz Rasülüllaha itaattir, Rasülüllaha itaat Allah’a itaattir. Bu silsile böyledir. İtaat eden bir şey kaybetmez aksine kazanır. Şu söz çok mühimdir ‘’ İtaatin ulaştırdığı dereceye hiçbir amel ulaştırmaz, itaatsizliğin açtığı yarayı da hiçbir amel kapatmaz.’’ Müslüman’a düşen üstüne itaat etmektir, ama nasıl üst; Müslüman ve hevasına tabi olmayan üstüne. İtaat ibadetten üstündür. Bir kere itaat edersiniz o size uçurur. Yıllarca nafile namaz kılmaktan nafile oruç tutmaktan daha fazlasını verir size. İtaat dereceler kat ettirir. İtaat bir erdemdir. Kişinin nefsine muhalefet edip kendinden daha aşağı birisine itaat etmesi bir erdemdir. Peygamberimiz (s.a.v.) ‘’ başınıza kulakları ve burnu kesik siyah bir Habeşi köleyi bile dikseler ona itaat ediniz. ‘’İtaat hususundaki ölçü budur. Siyah Habeşli bir köle bile olsa itaat emrediliyor. Dinimizde büyüklük mal ve servet ile değildir. ‘’Üstünlük yalnızca takva iledir.’’ Allah’ın ve Resulünün bildiklerini biz bilemeyiz. Onlar yapın diyorsa mutlaka bir hikmet vardır. Bize kayıtsız şartsız itaat düşer. Zamanında bir hoca, derviş, talebesine git babanın kellesini al gel demiş. Talebe hiç tereddütsüz itaat ederek gider ve kelleyi gece uyurlarken alır gelir. Hocasının önüne getirir. Çuvalı açınca bir de görür ki talebe kelle babasının kellesi değil mahallenin papazının kellesi. Talebenin annesi babasını papazla aldatır. Hocada basireti ile buna vakıf olduğundan bunu emreder. Bizim bilmediğimiz eksik olduğumuz bir konuda büyüğümüzün bize tavsiye etmesi söylemesi bizim için gereklidir. Yüce Rabbimiz Efendimize hitaben ‘’ de ki eğer Allah’ı seviyorsanız, bana uyunuz ki, Allah’ta sizi sevsin’’ buyruluyor. Rasülüllaha tabi olacağız, itaat edeceğiz ve Allah’ın sevgisini kazanacağız. Bunları eğer Allah’ı seviyorsak yaparız.  Toplu halde yaşayan insanların, ilişkilerinin sağlıklı yürüyebilmesi, huzur ve güven içinden yaşayabilmesi bir takım düzenlemelere bağlıdır. Söz konusu düzenlemeler olmadan ne fertler ne de toplumlar huzur ve gücen içinde mutlu bir hayat süremez. Ancak mevcut otoriteye itaat edilirse düzen ve huzur olur. Dolayısıyla itaat mutlak suretle şarttır.