Dine Hizmet
Hamd, kendinden başka ilah olmayan, hayy ve kayyum olan kendisine hiçbir zaman uyku ve uyuklama tutmayan, yerler ve göklerde ne varsa hepsinin sahibi, izni olmadan katında kimsenin kimseye şefaat edemeyeceği, insanların önlerinde ve arkalarındakilerden haberdar, herkesin onun ilminden aciz olduğu, kürsüsü bütün yerleri ve gökleri kaplayıp kuşatan pek yüce ve büyük olan Allah’a mahsustur. Salât ve selamda doğumundan vefatına kadar her çeşit mucize ile desteklenen, elinin bir işareti ayı ikiye ayıran, makam-ı Mahmud’un sahibi âlemler sevgilisi Muhammet Mustafa(s.a.v.) pak âli ve ashabı üzerine olsun.
Hizmet, bir gaye bir amaç uğruna herhangi bir merciye yapılan işlere denir. Dine hizmet ise bu Dini Celili İslam’ın ilerlemesi, yayılması, onun daha yukarılara çıkarılması için yapılan çalışmalardır. Hizmet kırk kulplu bir kantardır neresinden tutarsak tutalım ondan menfaatleniriz. İslama hizmet asırlardır Ümmeti Muhammedin bir vazifesi olmuş ve bunu ifa etmeye çalışmışlardır. İlk hizmetler Rasülullah Efendimiz(s.a.v.) zamanında başlayıp ondan sonra Hulefa-i Raşidin, Tabiin, Tebei Tabiin onlardan sonra gelen İslam devletleri ve özellikle Osmanlı Devleti bunlarla bu hizmetler devam ede gelmiştir. Ecdadımız Osmanlının tek hedefi İla-i Kelimetullah ve dine hizmetti. Bunun içinde her padişah kendi devrinde İslama hizmet amacıyla medreseler, camiler, birçok hayrat, ilim merkezleri, türbeler, tamiri ve bakımı gibi birçok hizmetlerde bulunmuşlardır. Şu zamanımızda bu hizmetler hala devam etmektedir. Hizmetin büyüğü küçüğü olmaz, hizmet her zaman hizmettir. Bir müslüman şu ahir zamanda sadece ibadetle kendini kurtaramaz. Bu dine hizmette etmesi gerekir. Müslümanın tek derdi bu din için daha başka ne yapabilirim olursa o zaman iş tamamdır. O müslümanda İslam şuuru mevcuttur demektir. Hizmet edenler hem dünya da mesut ve bahtiyar olur hem de ahirette. Hizmet bedenen de olur malen de olur. Bedeni kuvvetle hizmet İslamın daha geniş alanlara yayılması için ilim sahibi olup o ilimle hizmettir. Bir cami veya Kur’an Kursu inşaatında yardım etmek ve hatta yolda gördüğün zararlı bir şeyi sırf müslüman kardeşine zarar vermesin diye kaldırmakta dine bir hizmettir. Malen hizmet ise gücümüzün yettiği kadar camilere, Kur’an Kurslarına paramız ile yardım etmektir. Hem bu sadaka olarak amel defterimize yazılacaktır. Kurban yardımı, sadakaların verilmesi bunların hepsi dine bir hizmettir. Kısacası hizmet dinin ilerlemesi için yapılan her bir faaliyettir. Büyük Allah dostları derler ki: ‘’Bu dinin garip zamanlarında bu dine hizmet eden saltanatını sürmeden ölmez.’’ Yani ölmeden önce Allah’ın bir lütfu ve ikramı olarak saltanat bahşediyor yüce Rabbimiz. Allah hizmeti herkese nasip etmez. Sadece seçtiği kullarına verir bu nimeti. Hizmette zordur ama mükâfatı da bir o kadar çoktur. Şunu da unutmamak lazım Allah’ın bizim hizmetimize ihtiyacı yoktur. Allah bu dini facir bir kimseyle de yayar. Hizmet İslamın özüdür. İbadetlerinde feyz alamayanlar hizmet sayesinde bu nura ulaşabilirler. Hizmet ayrıca emri bil maruf ne nehyi anil münkerdir. Bu farzdır. Dedik ya hizmet çok çeşitlidir. Hizmet kapısı her zaman açıktır. Kişi yeter ki hizmet etmek istesin. Allah’ın rızası ibadette değildir. Allah’ın rızası hizmettedir. Çünkü ibadet bizim Allah’a olan borcumuz. Hizmet ise tamamen bize kalmış bir şeydir. Şuurlu ve bilinçli olalım bize verilen nimetlerin farkına varalım ve şükrümüzü arttırıp bu hizmetlere sımsıkı sarılalım göreceğiz ki imanımızda bir artış hâsıl olacaktır.