Ölüm
Hamd, insanları yaratıp, onların içerisine kendi ruhundan ruh veren, dünyaya gönderen ve bir müddet yaşatıp tekrar verdiği ruhu geri alan, ölümünde hak olduğunu bize ayetlerinde bildiren yüce Rabbimiz Allah’a mahsustur. Salât ve selamda bu dünya kalacak olsa ancak kendisine kalacak olan ama onunda ömrünün nihayeti bulunan Sevgili Peygamberimiz Muhammet Mustafa(s.a.v.) pak âli ve ashabı üzerine olsun.
Ölüm insanın mukadder olan ömrünün nihayetine denir. Ölüm bir son değil aksine bir başlangıçtır. Fani olan bu dünyadan ebedi olan ahiret âlemine intikaldir. Ölüm kaçınılmaz bir sondur. Ayeti Kerimede ‘’ Muhakkak ki her nefis ölümü tadacaktır ‘’ buyruluyor. Bu dünyaya gelen her canlı elbette ölümü tadacaktır. ‘’Kişi nasıl yaşarsa öyle ölür’’ buyuruyor Efendimiz(s.a.v.) Bu dünyada nasıl bir hayat sürersek ölümümüz, kabir hayatımız, dirilmemiz ve mahşer alanına toplanmamız öyle olur. Bu dünya fanidir, Baki olan Allah’tır. Herkes fani ve ölümlüdür. Ölümsüz olan yalnızca Allah’tır. Bu dünyada ölümlüdür ve kıyamet dediğimiz vakit gelince dünyada ölecektir ve yok olacaktır. Önemli olan ölmek değildir. Önemli olan son nefeste imanla gitmektir. Son nefeste iman! Müminin gayesi hep bu olacak. Hep bunu düşünecek çünkü bu son kaçınılmazdır. Ömür ne kadar uzun olursa olsun elbette bir sonu vardır. ‘’ Ölülerinizin yanında Yasini şerifi okuyun’’ Efendimiz böyle buyuruyor. Yasini şerif okunduğu zaman şeytan ölünün yanına yaklaşamaz. Okunmazsa ölünün en sevdiği insan suretine girer ve elinde bir tas su ile onun imanını çalmaya gelir. Bir de ölünün yanında kelime-i şahadet getirmek gerekir. Ama ölüye zorla söyletilmeye çalışılmamalıdır. Allah korusun ölü can derdine düşmüşken imanını tehlikeye atmak caiz olmaz. Yanında sesli bir şekilde şahadet getirilir. Bu dünya bizim ekin tarlamızdır. Mahsulümüzü iyi ekersek iyi mahsul biçeriz. Ama mahsulümüz az olursa sıkıntı çekeriz. Vakitler gelip geçiyor. Ömürler bitip tükeniyor. Her gün birini kara toprağa defnediyoruz. İbret almıyor muyuz? O birisi bir gün biz olabiliriz. Fahri Kâinat Efendimiz ‘’ Akıllı mümin ölümü düşünüp, ölümden sonrası için çalışandır’’ buyuruyor. Dünya Arapça bir kelime olup ‘’edna’’ kelimesinin müennesidir ve ziyade alçak demektir. Dünyaya aldanmayıp, ölümü düşünüp, ölümden sonrası için çalışmak gerekir. Bizi yoktan var eden, bize sayısız nimetler ihsan eden, bizim yüce yaratanımız Allah için bu güne kadar ne yaptık. Yarın onun huzuruna çıkarıldığımız zaman kulum dünyada benim için ne yaptın? Diye sorunca ne cevap vereceğiz. Ölümün hak olduğu hususunda kimsenin şüphesi olamaz. Çünkü tanık oluyoruz bu dünyada ebedi kalan kimse yok. Bizde öleceğiz, bezde kara toprağın altına gireceğiz hiç şüphesiz. Hadisi şerifte ‘’ size vaiz olarak ölüm yeter’’ buyruluyor. Ölümü hatırlama, ölümü düşünmek, kabristanları ziyaret etmek bize ahireti hatırlatacaktır. Ölümü sıkça analım ve bir gün bizimde öleceğimizi unutmayalım.