Sahabe-i Kiramı Sevmek
Hamd, insanlara kendini bildirmeyi murat edip onlara peygamberler gönderen bu peygamberleri de onlara yardım eden bir takım kimselerle takviye eden, haddini aşmayan her kuluna ziyade merhamet ve şefkat sahibi olan Allah’a mahsustur. Salât ve selamda ümmetine karşı ziyade merhametli, ashabına karşı ziyade merhametli ve şefkatli, insanların medarı iftiharı, şeriatın sahibi, âlemler sevgilisi Muhammet Mustafa(s.a.v.) pak âli ve ashabı üzerine olsun.
Ashap, arkadaş ve dost demektir. Sahabe-i Kiram ise Rasülüllah’ı bir kere bile olsun onu iman gözüyle görüp onun sohbetinde bulunan Müslümanlardır. Ashap, Muhacir ve Ensar olmak üzere ikiye ayrılır. Muhacir Allah rızası için bütün malını ve mülkünü Mekke’de bırakıp Medine’ye hicret eden Müslümanlardır. Ensar ise muhacirlere, yine Allah rızası için evlerini açan, onları kardeş kabul eden ve muhacirlere yardım eden Medineli Müslümanlardır. Peygamberlerden sonra insanların en faziletlileri sahabe-i kiramdır. Sahabe-i Kiramın en faziletlileri ise sırasıyla; Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali’dir. Onlardan sonrası ise aşara-i mübeşşeredir. Sonrası iman ve Rasülullaha tabi olmaları cihetiyle devam etmektedir. Evliyaların en üst deresinde bulunan Veysel Karani Hazretlerinin bile derecesi sahabenin en alt deresinde bulunan zatın atının ayağının tozu mesabesindedir.
Ashabı Kiram Rasülullahı çok severdi. Onun her şeyiyle ilgilenir. Rasülullahın etrafında pervane olurlardı. Peygamberimizin(s.a.v.) üzülmesine incinmesine dayanamazlardı. Rasülullah’da sahabesini çok severdi. O da onların bütün ihtiyacı ile ilgilenirdi. Peygamberimizde(s.a.v.) sahabesinin üzülmesine dayanamazdı. Peygamberimiz(s.a.v.) ashabını çok överdi. Onlar hakkında ‘’Ashabım yıldızlar gibidir. Hangisine uysanız hidayet bulursunuz.’’ Ashabı kiram İslamiyet’in yayılmasına çok katkıda bulunmuşlardır. İslam’ı onlar yaymışlardır. Bu yolda nice çileler ve eziyetler çekmişlerdir. Ama yine de onlar ‘’Allah’’ demişler ve durmamışlardır. Küfre ve şirke karşı her bireri birer aslandı. Onların imanı Rasülüllahın bir sohbetinde bile kat ve kat artıyordu. Onlar takva sahibi olup Allah’tan başka hiçbir şeyden korkmazlardı. Onlar hakkında Efendimiz(s.a.v.) ‘’İnsanların hayırlısı benim asrımın Müslümanlarıdır. Sonra ikinci sonra üçüncü (asrın insanları)dır. Sonra kendilerinde hayır bulunmayan bir kabile gelecektir’’ buyurarak ashap, tabiin ve onları takip eden zatların kemaline işaret edilmiştir.
Hâkim Semerkandi (r.a.) söyle buyuruyor:
‘’İnanan bir kimsenin Rasülüllahın sahabeleri aleyhinde konuşmaması, gıybetlerini yapmaması lazımdır. Onlara tan eden sapık ve bidatçidir. Bir Hadisi şerifte buyruluyor ki ‘’ Ashabıma kin tutan münafıktır.’’ O halde ey kardeşim dilini onlardan uzak tut da aleyhlerinde bulunma. Akıllılara bu kadar söz yeter.’’ Resulü Ekrem bir hadisi şeriflerinde:
‘’ Ashabım hakkında Allah’tan korkun! Ashabım hakkında Allah’tan korkun! Sakın benden sonra onlara düşman olup sövmeyin! Onları seven bana olan sevgisinden dolayı sevmiş olur. Onlara kızıp kin duyanda bana olan kin ve düşmanlığından dolayı böyle yapmış olur. Onlara sıkıntı veren bana sıkıntı vermiş, bana sıkıntı veren de Allah’a eza etmiş olur. Allah’a eza edende büyük bir felaketle yüz yüze gelmiş olur.