Allah’ın Zatı ve Sıfatları

   Hamd, zatıyla mukaddes, sıfatlarıyla müteali, kendinden başka bir ilahın olmasının aklen ve mantıken imkânsız olduğu, cüzi bir akla sahip olan bir kimsenin bile onun varlığına, yüceliğine ve birliğine kanaat getireceği, her şeyiyle aşikâr olan Allah’a mahsustur. Salât ve selam da böyle yüce bir yaratanın Habib-i olmaya layık olan, onunda kendi zatında beşerin en faziletlisi olduğu, mükevvenatın sevgilisi Muhammet Mustafa(s.a.v.) Efendimize onun âline ve ashabına olsun.

   Allah, kendisinde başka ilah olmayan, mahlûkatı yaratıp onları emri altına alan ve her nefis sahibi için ziyade merhametli ve lütufkâr olan, her yönden varlığının ve birliğinin ispatı kati olan, yokluğunda zerre kadar şüphe duyulmayan mahlûkatın tek sahibi ve ilahıdır. Geçmiş zamanlarda ona karşı düşman olup, isyan eden, ilahlık davasında bulunan veya bir takım varlıkları ona ortak tutan nice kaviler gelmiş, geçmiştir. Ama hiç biriside onun kudret ve azametine karşı koyamayıp helak olup gitmişlerdir. Çünkü onun kahhar sıfatı vardır. Düşmanlarına(azanlara) karşı en ufak bir acıması olmayan bir zattır o. Eski kavimlerden bazıları: nemrut kavmi, firavun kavmi, lut kavmi gibi kavimler Allah’a isyan edip ona şirk koşmuşlardır. Allah’ı tanımayan bu müşrik insanlar, ona kafa tutmaya çalışmışlardır. Ama Allah akıllanırlar diye hemen helak etmemiş, fırsat vermiştir onlara. Ama onlar Allah’tan gafil oldukları için onun bu fırsat tanımasını hiç değerlendirememişler ve küfürlerine devam etmişlerdir. Allah azanların hakkından en iyi şekilde gelendir ve onları bir felaketle helak etmiştir. Allah yücedir, celal ve azamet sahibidir. Allah her türlü noksan sıfatlardan münezzeh(uzak) olup, kemal sıfatlarla da muttasıftır. Allah’ın şanı çok yücedir. O Allah, ol dese hiçbir şey onun emrine karşı gelip de olamamazlık edemez, o anda oluverir. Allah kudret sahibidir. Allah’ın sıfatları âlim, kadir, celil, kerim, rahim, rahman gibi yücelik ve ululuk ifade eder. O, her türlü eksiklikten ve noksanlıktan uzaktır. Allah’ın kadir sıfatı, her şeyi yapabilme gücü ve kudretine, hiç bir şeyden aciz olmadığına delalet eder. Allah vardır. Evvelinin bidayeti(başlangıcı) ahirinin ise nihayeti(sonu) yoktur. Ebedi ve ezelidir. Allah birdir ve hiçbir şey onun eşi ve ortağı olamaz. Hiçbir şey ona denk ve müsavi değildir. Bir şeyi yapmakta gayriye, başkasına muhtaç değildir. O çok zengin olup kimseye muhtaç değildir ve her şey ona muhtaçtır. Allah diridir. O asla ölmez ve sürekli bir hayat sahibidir. O Allah ilim sahibidir. Dünyada bir dalın kımıldamasından, bir yaprağın yere düşmesine kadar her şeyden haberdardır. Onun ilmi her şeyi ihata eder ve kaplar. Onun ilminden hiçbir şey hariç kalmaz. O her şeyi hakkıyla görür ve işitir. O, kara gecede kara taşın üzerindeki kara karıncayı görür ve onun ayak seslerini işitir. O bize şah damarımızdan daha yakındır. Allah kudret sahibidir ve onun gücü her şeye yeter. Onun isteyip de yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Sadece ‘ol’ demesi yeter. Allah’ın kelam sıfatı da vardır. Allah konuşucudur. Kur’an-ı Kerim onun kelam sıfatının bir eseridir. Allah ahirette kullarıyla da konuşucudur. Allah irade sahibidir. İstediğini yapar istediğini yapmaz. Her şey onun iradesi dâhilinde olur. Allah yaratma gücüne de sahiptir. İnsanlar hiçbir şeyi yaratamazken Allah insanları yarattı ve hayat verdi.  Şu anda insanoğlu bir hücreye hayat vermekten acizken günlük konuşmalarında o şu insan ne kadar yaratıcı! Hâşâ öyle şey denir mi? Yaratmak Allah’ın işidir. Bu ona mahsus bir sıfattır. İnsan için yaratmak kelimesini kullanmak çok yanlıştır. İnsan sadece mucittir. Yaratılanı bulur. Yoksa yaratmak insanın şanından olmayıp o kemal sıfatlarla mücehhez olan Allah’ın şanındandır. Biz ne kadar şanslıyız ki böyle bir yaratıcıya kul olabilme şerefine nail olmuşuz Allah’a hamdü senalar olsun.